9 Temmuz 2008 Çarşamba

Kapı Kolu Askeri

chuju, bara girmek üzereyken önünde yürüyen kız kapıya takılır...
- Merhaba, buraya sık takılır mısınız?
- Eheuhheu... Ya çantamın sapı kapının eline... offf... koluna takıldı işte amaan... of.
- Bu çantalar çok güzel, kapının elinde kalıyor valla.
- Ya yeterince rezil oldum zaten, lütfen sündürmeyin artık.
- Afedersiniz. Yalnızsanız eşlik edebilir miyim?
- Kapı ve sap esprisi yok ama...
- Kabul. Nasıl oturalım?
- Karşılıklı. Ehehu...
- Pencere kenarı mı yoksa koridor mu?
- Pencere kenarı daha iyi. Yağmuru izleriz.
- Biz İzmir'de genelde sahilde ateş yakıp onu izlerdik ama burası biraz daha sulu bir yer galiba.
- Al bir İzmirliyi, vur ötekine... Sahil, deniz, ateş, plaj, bikini, alkol, seks...
- Alkolden sonra seks kelimesinin gelmesini iyiye işaret olarak yorabilir miyim?
- Önce bir alkol alsaydık. Sipariş vermeden oturacak mıyız 1 saat daha?
- Aa sahi ya, dalmışım göz ve sözlerine... Bakar mısınız?!
- Göz, söz... Bol iltifatlı ve kafiyeli bir akşam olacak galiba...
- Keyifli olması için elimden geleni yapacağım efendim.
Garson - Efendim?
- Ha?! Haa... İki bira lütfen.
- Bira mecburi mi?
- Aa pardon ya, sen ne tercih edersin?
- İlk tercihim roze.
Garson - O nedir efendim?
- Şarap... pembe olan hani.
Garson - Kırmızıyı öneririm efendim.
- Ben de sana pembeyi öneririm, hiç denedin mi?
Garson - Hayır efendim de... Biz satmıyoruz pembe şarap.
- Peki o halde, ikinci tercihimi söylüyorum; votka-portakal.
Garson - Votka-vişneyi öneririm efendim...
- İkisi de "v" ile başlıyor diye mi?
Garson - Yok efendim... Yok da, portakal suyumuz.
- Ben en iyisi bira alayım.
Garson - Hemen getiriyorum efendim.
- Acele etme ya, rahat ol.
- Buraya pek sık takılmıyorsun galiba.
- Takılıyorum canım. Garsonlara takılmayı seviyorum yalnızca... 2 haftada bir değişiyorlar, hiçbiri beni tanımıyor, gıcık edip duruyorum.
- Belki de senin yüzünden kaçıyorlardır. Ekük...
- Sanmam ya, şu "kız olan masalar"a yanaşıp patron olduğunu belli etmeye çalışan adam doğru düzgün para verse kaçmazlar. Ama adamda "bunlar zaten bahşişten, çaldıkları paralardan götürüyorlar malı" deyip üç kuruş para veriyor.
- Patron da bu arada malı götürüyor.
- Evet aynen öyle valla...
- Yok yani, gerçekten malı götürüyor. Baksana aldı kızı gidiyor şerefsiz.
- Anaa evet ya, kaltağın da havalara bak; sanki Microsoft'un patronunu tavlamış, gidiyor.
- O hatun öyle yaa, girişteki tinerci çocukları tavlasa aynı havaya girer...
- Histerik bir insan evladı sanırsam.
- ...
- Eheuheu. Seni de götürdü hatun di mi?
- Ya alkollüydüm, pişmanım.
- Hatun da aynı şeyi söylemiştir belki. Ehehe...
- Evet aynı şeyi söyledi. Hatta ağladı.
- Ee kolay değil böyle kızların beklentilerini karşılamak.
- Alakası yok. Hatun "ben niye böyleyim, neden kendime hakim olamıyorum" deyip ağladı yarım saat.
- Hımm... Duygusal tepkimeli motor yani.
- Öyle de diyebiliriz.
- Zordur bilirim.
- Neymiş o zor olan?
- Karşındaki hatun konuşurken gözlerine, hatun kafasını çevirdiğinde de göğüslerine bakmaya çalışmak.
- Hakikaten ya, cidden zor.
- Gözüme bak, gözümee!
- Ha pardon ya.
- İlk bira yudumunda böyle olursan 3-5 birada ne hale geleceksin merak ediyorum.
- Genelde masaya çıkıp oradan göğüslere bakmaya çalışırım.
- Hee iyi, ben de şortunun arasından daşaklarınla muhatap olacam yani.
- Daşaklarımla, aram pek iyi değildir.
- "Aram" derken... Bacak aran mı?
- Hee... Yaz geldi, pişik doldu yüreğim.
- Senin internet'teki rumuzun da "Romantik Serseri"dir Allah bilir.
- Hayır. "İntihar Pompacısı"... Seninki ne? "Pembe Hayaller" mi?
- Yok be! "Seks Makinesi 25"...
- O ne lan!
- Ya erkekler saldırmasın diye öyle aldıydım, kaldı.
- 25 ne? Derinlik mi? Ekük...
- Heee senin boyu geçiyor yani...
- Ben kafamı çevirdiğimde skime mi bakıyon yoksa sen?
- Yok ya. Kadınların 6. his olayı işte...
- Ama ben sana 7. hissi de yaşatabilirim belkim... Ekük...
- Hayırlısı neyse o olsun.
- Sağ ol anne. Pardon telefon... Alo, evet abi mekandayım. Bi hatunla geyikleniyoruz.
- Benim di mi o? Onur duydum efendim.
- Ha evet, kesin gibi. En az 4-5 atarım...
- Bira mı?
- Yok abi ya, ben de senin eve geliriz diye düşünmüştüm. Yapma ya.
- Haa, telefondaki arkadaşına atacakmış 4-5 posta.
- Evet abi hatun tek. Bi saniye sorayım. Arkadaşım için de bir arkadaşın var mı ya?
- Taze bitti be abi. Neyse 3'lü yaparız o zaman.
- Yokmuş abi. E abi sen de ayda bir evden çıkıp hatun bul be ya. "Ancuk piş, zkime düş" bitsin artık.
- Yanıyom lan ben! Hadi gidip deliler gibi sevişelim.
- Abi hatun dayanamıyo, ben bi sedyeye yatırıp geliyom karıyı.
- Aha şimdi de karı-koca olduk. Evlenme teklifiydi galiba.
- Dur bi abi, hatun evlenme tribine girdi vermeden.
- Evlenmeden olmaz a.k.
- Şaman nikahı olmaz mı kız?
- Olmaz kız. Ailem çok sıkı Katolik'tir. Peder bul hemen.
- Ya benim peder İzmir'de be ya. Ekük...
- Esprini skiim senin...
- Abi hatun sinir yapıyo, vermicek galba. Sen en iyisi 1-2 porno indir.
- Hah, o zaman ben de gelirim bak.
- Pornolar 3 oldu a.k.! Ekük...
- Benimki Şahin K.'lı olsun.
- Abi biri kıllı olacakmış. Eheuheu... Ne bileyim abi. Benimki değil şu anda. Sen uzatmaya başla a.k. Ekük.
- Hadi ben kaçtım canım.
- Aa dur! Bir saniye abi. Abi hatun gidiyo... Tamam abi ben bir kızın çantasının daha kapı koluna takılmasını bekliycem. Yoksa "Merhaba, tanışalım mı?"yı mı denesem? Hastir lan ordan! Sanki senin bi çaban var a.k.! Sen evde yat manda gibi, sonra da teknik direktörlük yap bi de. Hadi ben kapatıyom. Hastir adı neydi lan kızın..? Offf... Neyse hadi ben 8-10 bira alıp geliyom, evde görüşürüz.