12 Şubat 2008 Salı

Tekrardan Isınma Turları...

Kadınlar bir erkekten hoşlanırsa; saçlarıyla oynamaya başlar, vücutlarını/ayaklarını erkeğe doğru çevirir, kadehlerini erkeğin kadehine yakın koyar, gülümser, utangaç olur.
Erkeklerse bir kadından hoşlanırsa; ereksiyon olur.

Şimdi konu ile ilgili diyaloğumuzu izleyelim:

(Kendisine bakıp gülümseyen ve saçlarıyla oynayan bayanı gören erkek kurbanına yaklaşır)
- Merhaba bayan, sanırım benden hoşlandınız.
- Evet.
- Peki iyi günler.

Burada gördüğümüz üzere, yalnızca girişimci olmak yetmiyor. Biraz da hayal gücü kullanıp diyalog geliştirmemiz gerekiyor.
İkinci örneğimize geçelim:
- Merhaba, tanışabilir miyiz? Ben Kerem.
- Ben de Nalan.
- Nalan ne lan? Ekük...
- Sittir git lan burdan!

Gördüğümüz üzere hayal gücünü fazla çalıştırırsak motoru yakabiliriz. Ekük...
Üçüncü örnekte göreceğimiz üzere; sade dil kobrayı deliğinden çıkarır. Yok lan, kobrayı deliğine sokar.. Ekük...
- Selam, ben Gökhan.
- İyi...

Her şey bu kadar da basit değil tabii ki... Karşı tarafa soru ile yaklaşmak gerek.
- Selam. Buraya sık sık gelir misiniz?
- Gelmem.
- Gelmeyin zaten. Burası sıcak bir mekandır, sizin gibilere gelmez, sizin gibiler de gelmez.
(Oğlan artistlik yapınca, kızda panik başlar)
- Evet çok sıcak oldu. Ben şu kazağı çıkarıp sütyensiz giydiğim tiril tiril gömlekle durayım.
- Orada dur bakalım. Beni tahrik edemezsin tamam mı? Aha meme ucu gördüm lan!
- Ben de ereksiyon gördüm sanırım. Otur istersen şuraya da milletin gözüne falan gelmesin.
- Göze değil de yüze gelmeyi daha çok severim.
- Önce bir gözüme gir de ondan sonra yüzüme botoks yapıp yapamayacağına bakarız.
- Piki. Oturayım.
- Oha kucağıma oturdun hayvan! Yana kay biraz.
- Oturmak ve kaymaktan söz açılmışken. Ben şu karşı sokakta oturuyorum, oraya gidelim de sana bir güzel kayayım mı?
- Piki.

İdeal diyalog budur. Ancak serbest piyasa ekonomisi gibi ütopik bir şeydir. Şimdi de o kadar uğraşıp didinip :P uydurduğumuz tanışma repliklerine sevgili dişilerin verdiği uğraşılmamış, didinilmemiş, boş cevapları görelim:
- Merhaba, gözlerinizin rengine uyacak çok güzel bir kokteyl biliyorum, ısmarlamamda bir sakınca var mı?
- Sana ne be benim gözlerimden? Pis manyak, deli, salak şey!


- Siz benim gönlümü yaktınız, müsaade edin ben de sizin sigaranızı yakayım.
- İstemez. Var benim çakmağım.


- Simit Sarayı yazmışlar, gülmüştüm ama gerçekten bir saraymış. Siz de prenses olmalısınız. Soytarınız olabilir miyim?
- Hayır gerek yok.
(Simit Sarayında oturmuş müthiş yakışıklı beyaz atlı prensini bekleyen hatun modeli...)


- Güzelliğin tanımını yapmak için isminizi referans olarak kullanabilir miyim? Telif ücreti olarak da size bir içki ısmarlasam?
- Her kıza aynı şeyi söylüyorsun kesin.
(Bir de bu trip var, ulan adam kasmış orada 15 dakika düşünmüş, kızlarda hayal gücü olmadığı için hep aynı şeyi kullanıyoruz sanarlar, ya da onların standardındaki erkekler hep öyle yapıyor diyedir belki)


Neyse... Yeniden yazmaya başlamam lazım. Yazmayınca sıkılıyorum... Ama iş dolayısıyla biraz deja vu'leşmiş ve monotonlaştım galiba... Isınmam lazım... :D

İmza: chuju

5 Şubat 2008 Salı

Seyahat Acentası

- İyi günler, ben acenta açmak istiyorum beyefendi.
- Acentanızı açın bakayım. Turizm deyin.
- Turüzüm.
- Kusura bakmayın beyefendi. Sizin acenta sahibi olmanız tıbben imkansız.
- Ama acenta sahibi olmayı gerçekten çok istiyorum.
- Gerçekten mi? O halde hazır açılmışlardan seçseniz bir tane.
- Şubesi de olsun istiyorum ama ben...
- Bence bakamayacağınız kadar acenta yapmayın.
- Peki alacağımız acentanın ismini değiştirebilir miyiz?
- Ne koymak istiyorsunuz?
- Fransızcada "arkadaş" anlamında olan "Ami" koymak istiyorum. Ami Turizm Seyahat Acentası. Olur mu?
- Çok güzel olur. Benin'de de var bu isimde bir acenta. "Benin Ami Turizm" diye...
- Hmmm... Bunu neden belirtme gereği duydunuz onu anlamadım.
- Anlamadığınız iyi oldu zaten, boş verin. Yalnız acentanın tabelasını büyük harfle yazmayın da, "i" yerine "I" olmasın yani... Yoksa tabelanın başına "Ananın" koyabilirler.
- Tabelanın başına değil de, kasanın başına anamı koymak istiyorum. Emekli muhasebecidir kendisi.
- Ananızın kasası hala sağlamsa olur. Müşteri temsilcisi olarak da Bağ-Kur emeklisi amcanızı koyarsınız. Müşterilerle çok sağlam bağlar kurar. Süper genç, dinamik bir acenta olarak piyasaya nükleer başlıklı müze gibi dalarsınız. Turizm bile patlar belki.
- Pırtlasa yeter valla bizce efendim. Gözümüz çok da yükseklerde değil. Bu yaz yine turizm pırtlaması yaşanır mı acaba?
- Yaşanır Seyahattin bey. Siz bence ananızı da alıp gidin bir seyahat acentasına, şöyle iki hafta tatil yapın bir otelde ve bol bol düşünün şu acenta kurma hayalinizi. Güneş altında, amuda kalkıp 6 saat düşünseniz kan beyninize ulaşır büyük bir ihtimalle.
- Teşekkür ederim chuju bey.
- Bana kısaca bey diyebilirsin hayatım, o kadar samimiyetimiz var artık.
- Peki bey.
- Çekil ulan monitörün önünden, maçı izleyemiyorum. Defol git çay koy...