En güzel ayrılık şarkısı...
chuju: Hani işemek için klozete oturmuşsundur; sonra kafan bir yerlere gitmiş, dalmışsındır. Kalkar pantalonunu toplarsın, dötünde bir ıslaklık hissedersin. Bir bakarsın ki yalnızca işememiş ayrıca zıçmışsındır da ve sıçtığını unutup donu çekmişsindir. Don, pantalon ve en önemlisi de dötün boka batmıştır. İşte aynen öyle bir şey bu...
Harun: Nasıl yani, altına sıçmakla kızla ayrılmanın ne alakası var? Harbi sıçtın mı lan sahi?
chuju: Lan oğlum altına sıçmak değil bu, onu anlatmaya çalışıyorum. Sıçtığın bokun üstüne oturmak gibi bir şey.
Harun: Kız sıçtığın bok; onu anladım. Sen sifonu çekip dötünü silmedin yani, onu mu anlatıyorsun şimdi?
chuju: Hah, aynen öyle.
Harun: İyi de sen işedikten sonra sifonu çekmiyor musun zaten?
chuju: Doğru lan. Ya her neyse, boka battım ulan işte. Bittim lan ben!
Harun: Şeyi de anlamadım. Sen işerken neden dalıp gidiyorsun? İnsan sıçtığı boku unutur mu abi?
chuju: Ya o benim bir parçamdı tamam mı? Onu bıraktığımı, bir daha göremeyeceğimi fark edemedim yani.
Harun: Ama sonra donunda görüyorsun, her tarafına bulaşmış bir biçimde.
chuju: Hah işte, ayrılamamışım işte boktan. Bu çok boktan. O parçamı dötümde hissediyorum yani şu an.
Harun: Oğlum iyice yıkandın değil mi? Bir koku geldi bak burnuma.
chuju: Bakayım, aa evet gelmiş burnuna. Yok lan osurdum da, o kokmuştur.
Harun: Ha, iyi o zaman sevindim.
chuju: Osuruk kokusuna sevinen ilk insan olarak tarihe geçtin anasını satayım.
Harun: Sıçsan daha mı iyiydi anuna koyayım?
chuju: Abi benim ayrılık konusuna dönebilir miyiz zahmet olmazsa?
Harun: Nasıl dönelim abi, sıçıp osurup duruyorsun. Otobok'a girdik, çıkamıyoruz. Hayır burada geri geri de gidemeyiz ki. İlk çıkıştan çıkarız, döneriz senin muhabbete. Ee, başka neler yapıyorsun?
chuju: Ayrılık seremonilerinin bir gereği olarak gece-gündüz içip, bunalım şarkılar dinliyorum.
Harun: Güzel...
chuju: Nesi güzel lan bunun?
Harun: Ayrılık muhabbeti çıkışını gördüm de, az ilerde, yakında senin muhabbete döneceğiz galiba.
chuju: Sinyali verdin mi, sağ şeride de geçtin mi amuna koyayım? Herif iki dakikada muhabbetten çıkıp otobana girdi ya!
Harun: Nerede bıraktın abi peki kızı?
chuju: "Müsait bi' yerde" bıraktım, anasını satayım.
Harun: Tamam lan tamam, kendime geldim ben. Şey için sordum, yani telefonda falan ayrıldıysan, yüzyüze gelince sarılıp ağlaşır ve ayrılamazsınız diye şey ettim.
chuju: E-mail attım.
Harun: Hassittir. Harbi mi lan? Oha amuğa koyiim. Okuduğuna emin misin peki?
chuju: Herhalde oğlum, e-mail'i gönderirken "Mesaj karşı bilgisayarda görüntülendiğine dair okundu bilgisi iste" diye bir şey var ya, onu da işaretlemiştim.
Harun: Ee, geldi mi "okundu bilgisi"?
chuju: "Okundu bilgisi" geldi, üstüne bir de "bela okundu bilgisi" geldi.
Harun: Ehehehu... Ne demiş kız?
chuju: Diyeceğini demiş işte.
Harun: Ee, sen böyle yaparsan dönemeyiz ki muhabbete.
chuju: Oğlum iki saattir yoldayız nerde sizin bu yazlık ya!
Harun: Yazlık senin için bir nedir abi?
chuju: Yazlık; rakı-mangal yapılan, yazın sıcaktan, kışın soğuktan uyunamayan, deniz kenarında bir evdir.
Harun: Bravo, doğru. Peki sen şu anda etrafta hiç deniz görüyor musun?
chuju: Görmüyorum. Gelgit olmuştur belki.
Harun: Gelip gidicem ben senin dötünde, göreceksin o zaman.
chuju: Sen beni zikince mi görecez yani denizi? Hiç göremicez desene...
Harun: Oğlum dün acayip bi porno indirdim. Deli hatunlar var.
chuju: Tımarhane pornosu mu yani? Nihohoho...
Harun: Al bak, telefona da kaydettim.
chuju: Bakayım. Burası neresi lan, bu ne, kameraman hangi açıdan çekiyo lan şu an?
Harun: Herif iki dakikada porno kritiği yazdı ya. İşte bunlar şeyler, bu da şey. Anladın mı?
chuju: Çok anladım. Ne kadar çok şey var burada, vay be. Tutsana bi şu birayı.
Harun: Hah, süper oldu şimdi. Kucağımda bir bira, elimde bir bira. Trafik polisi beni böyle görse manyak olur.
chuju: Bak Melisa'yla çekildiğimiz son fotoğraflar. Alsana...
Harun: Direksiyonu zikimle mi tutcam amuna koyiim? Zaten kucağımdaki bira yüzünden dondu kendileri.
chuju: Tamam lan ben tutarım işte.
Harun: Zikimi mi? Ekük ekük...
chuju: Direksiyonu lan, yavşak.
Harun: Güzel karıydı oğlum, ayrılmıcaktın bence.
chuju: Oha karıya bak lan!
Harun: Hani nerde lan?
chuju: Geçtiğimiz arabadaydı.
Harun: Geçtiğimiz arabada Lost'ta... previısli on kar on lost...
chuju: İngilizcene sıçayım ben senin. Taş gibiydi oğlum karı.
Harun: Heykeldir o, heykeel...
chuju: Bak şu fotoğrafta ne kadar güzel çıkmış di mi lan?
Harun: Oğlum içimizden birinin de yola bakması gerekmiyo mu amuna koyiim?
chuju: Ha sahi direksiyonu ben tutuyodum di mi?
Harun: İşerken sıçtığını unutan adama direksiyon emanet ediyoz anasını satayım.
chuju: Dümdüz yol lan işte, bu kış günü kim yazlığa gider zaten amuğa goyiim?
Harun: Al şu fotoğraflarla biranı oğlum artık. Herif sehpa olarak kullanıyo bizi amuna koyayım.
chuju: Tamam lan ver.
Harun: Direksiyonu bıraksana artık oğlum. İstersen birkaç kişi daha çağıralım, 10 kişi direksiyonu tutarız.
chuju: Çok tuttum lan ben bu direksiyonu. Nihohoh...Yemedik oğlum direksiyonunu, unutmuşuz işte. Al tut madem.
Harun: Çok teşekkür ederim efendim. Buyrun siz de silecek kolunu tutun isterseniz.
chuju: Dötüne sok sen onu. Sesini açsana lan şunun.
Harun: Küçük bir araştırmayla sen de bulabilirsin ses düğmesini lan.
chuju: Ha, şu di mi? "Lethe, yu ar may letheee!"
Harun: Bağırma lan kulağımın dibinde!
chuju: Melisa! Melisa'm benim!
Harun: .m sensin, evet. .m beyinli seni.
chuju: .m dedin de aklıma Melisa'yla ilgili bi anım geldi.
Harun: Romantik bir anı sanarsam.
chuju: "Sanarsam" ne amuğa goyiim? Leman Sam'ın oğlu mu?
Harun: Oğlum söylesene kız sana ne cevap yazdı e-mailde?
chuju: "Peki." yazmış yalnızca.
Harun: Sen ne yazmıştın ki ona?
chuju: "Ayrılalım mı?" yazmıştım.
Harun: Vay be iletişim çağındayız ama adamlara bak. Kelime dağarcığı bu kadar mı kısıtlı olur anasını satayım?
chuju: Ama o "okundu bilgisi" istememişti. Acaba emin değil miydi ki cevap verirken?
Harun: Sen emindin yani ayrılmak isterken, "okundu bilgisi" istediğine göre. Niye ağlanıyon oğlum o zaman iki saattir?
chuju: Belki de "okundu bilgisi" istemeyi bilmiyordur bir tanem. Zaten bilgisayarda kullanmayı bildiği tek program MSN'di aşkımın. Ne güzel smiley'ler gönderdi bana...
Harun: Camı aç lan biraz. Kahve gibi duman altı oldu araba. Bir de osurma artık.
chuju: Bunlar sevinç osurukları oğlum. Özgürüm ben artık.
Harun: Görürüm ben seni 5 bira sonra.
chuju: Gelmedik mi lan daha?
Harun: Yok geldik de, ben arabada takılmak istiyom amuna koyiim.
chuju: Ne çok küfrediyon lan sen amuğa koyiim.
Harun: Seviyeyi düşürmeyelim amuna goyiim.
chuju: Ne oldu, seviye ayağına mı düştü yoksa? Ayağın mı acıdı cicim?
Harun: Çıkartıcam şimdi levyeyi, göstercem sana seviyeyi ancuk ağızlı.
chuju: Aha denizi gördüm.
Harun: Hangi denizi?
chuju: Ak denizi! Nihohoho...
Harun: Nihohoho...
chuju: Neden durduk bu yerde?
Harun: Durduk yere... olay çıkartma. Nihoho... At şu şişeleri falan oğlum. Komşular ispiyonlamasın sonra pedere...
chuju: Keşke ayrılmasaydık da Melisa da bizle gelseydi lan.
Harun: Ne, ayrıldık mı şimdi biz senle? Ekük ekük...
chuju: Kes lan geyiği, benim acilen yazlıkta donarak bira içmem gerekiyor. Bas gaza.
Harun: Peki paşam.
chuju: Ahanda geldik mi?
Harun: Ben geldim ama seni bilemem.
chuju: Hoşgeldik.
Harun: Hoşbuldunuz.
Harun kim a.k.? Nihohoho...