9 Ocak 2007 Salı

Küçük bir martıydı Can Itın...

Küçük bir martıydı Can Itın. Anne ve babasını elim bir trafik kazasında (atılan simidi yakalamaya çalıştıkları sırada havada birbirlerine çarparak) kaybetmişti. Gerçek aşkı bulup aile kurma çabaları sırasında yaklaşık 80 kez reddedilmiş, kafasına aldığı gaga darbeleri sonucu beyin travmaları geçirmişti. Gerçek aşkı bulmak için yollara düşen Can'a, otobanda bir araba çarpmıştı.

- Murat, bir martıya çarptık galiba...
- Eee..? Otobanda sol şeritten yürümeseydi o dangalak da...
- Belki de ölmemiştir.
- Evet, o ölmedi ümüzde yaşıyor... ya da pişiyor. Ölmemişse ne yapacağız? Öldürecek miyiz, yoksa evde nun kafesine koyup salak salak birbirlerine bakmalarını mı seyredeceğiz?
- e götüreceğiz!
Kadın sinirli sinirli kocasına bakıp kapıyı açtı ve arabadan çıktı. Kocası:
- İstersen şu camdaki sinek ve böcekleri de götürelim veterinere, ve yla canlanırlar belki.
- Sus artık Murat! Yaşıyor işte bak...
- Bırak yaşasın o halde. At yolun kenarına bir yere.
- Bak, kanadı kanamış.
- Boş ver, ben sana kasaptan kanat alırım. Ahh! Saçım!
- Veterinere gidiyoruz, ya sen götürürsün, ya da çekerim.
- Yine saçımı çekme de, ne çekersen çek!
- Murat..!
- Tamam, tamam... Ulan salak martı, veteriner çok para isterse, tek tek tüylerini yolup götüne sokmazsam...
"Sokmazsan şerefsizsin lan!" dedi Can, yavaş yavaş gözlerini açarken. Tabii ki bu cümle insanlara "Kıraak! Kıraak!" olarak yansımıştı.
- Kıraker istiyor galiba Murat.
- Vereceğim ben ona kıraker; tüylerle birlikte götüne so...
- Öküzleşme Murat, veterinere gitmişken sana da bir baktıralım istersen.
- Aha veteriner! Ben beş para vermem ama söyleyeyim bak.
"Ben de vermem lan Murat. Neyse yenge verir artık bu seferlik." dedi Can. Hayatında ilk defa bir veterinere gidiyordu, korkmuştu, halsizdi, kendini çok çaresiz hissediyordu. "İyi bir veteriner miymiş bari? Bizim teyzeoğlunun gittiği iyiymiş ama, bir soralım isterseniz... Ahhh! Yenge kopardın valla kanadımı haa! Çekme be! Hastir... Bu mu lan veteriner?"
- Hoşgeldiniz. Hastamız bu mu?
- Yok, hasta olan biziz. Bu bizi bulup getirdi anasını satayım.
- Murat! Öküzlerle ilgili ne demiştim ben sana?
- Tamam anladık ya. En son kaça olur beyefendi?
- Ne kaça olur? Tedavi mi?
- Fark etmez, ötenazi de olur... Öhöm... Ah! Yani, elinizden geleni martımıza koymayın... Veya koyun anasını satayım. Bence en güzeli onu doldurup salona falan koymak değil mi hayatım?
"Dolduruşa gelmem ben!" dedi Can, çırpınmaya başladı.
Birkaç ay sonra Can iyileşmiş, muhabbet kuşunun kafesinde Maviş ile oldukça samimi olmuştu. Bu aşırı samimiyet, Maviş'in vajinasında onarılmaz yaralar açmıştı. Vajinası pörtlemiş olan Maviş ağzını açtığında oluşan cereyan sebebiyle verem oldu ve öldü. Can tam gerçek aşkı buldum demiş ama aşk kanatlarının arasından kayıp gitmişti. oldu Can.

Not: İlk deneme böyle olsun, sonra biraz daha uğraşırım. İdare edin...