9 Ocak 2007 Salı

Metalci, Oraya Kusma Gel Buraya Kus Oğlum!


Monkey Bars
Originally uploaded by Chricel.
Akşam içsesim sıkıldığından bahsetti. Baktım Horashem de akşam Alsancak'a gidelim diyor. Emrah, Nük, Ras da gelecek dedi. Ben de yanıma bassnjazz'ı alayım bari dedim, kabul etti salak. Durağa gittim, bir baktım Ras orada. Çeşme'de çalışıyormuş, bir ay kadar önce işyerinden "motorsiklet alalım sana, onunla dolaş boşver arabayı" demişler. Bu da bir-iki hafta önce motorsikletle dolaşmış cidden, karman çorman bir şey olmuş. Dokuz Eylül Hastanesinin orada uçmuş motordan. Sol eli hala alçıdaydı, ama komikti. Başparmağı dışarıda "OK, sorun değil" şeklinde sabit duruyordu. Hayata pespembe bakıyordu artık Ras. Patronuna maddi-manevi tazminat davası açmayı düşünüyormuş ama yine de... Neyse, bir yarım saat Nük'ü bekledik. Davar kibin koşarak geldi. Ras bana otobüs ısmarladı, bitirmişim kentkartımın kontörlerini. 8-9 gün üst üste Alsancak'a gidersen olacağı budur işte... Neyse otobüste solumda deli bir teyze oturuyordu, sürekli bana bakıp sırıtıyordu. İndik Sevinç'in önünde, sevinç içinde. Hale diye bir arkadaşını aldık Ras'ın. Ekip gittikçe kuvvetleniyordu. Hepimizin farklı özellikleri vardı, örneğin ben paladin'dim, Nük bard, Ras elf, Hale ise bir peri; kadar güzeldi. Alt dudağının altında bir piercing'i vardı, saçlar kızıldı, göğüsleri büyüktü. Sardunya'ya Horashem'i almaya gittik. Aslında ben Sardunya'da oturma, hatta iltica etme niyetindeydim ama The Pub'a gidelim, Sedalar orada dediler. Bu arada ben bir 70lik bira içerim dedim, ve dediğimi de yaptım. Blacxoul'un eski kız arkadaşının çevirisi hakkında geyiklendik biraz. Zor lan bu çeviri, yok amino asitler, biyojenik aminler falan... Neyse, kızlar da bir şeyler atıştırdı ve The Pub'a doğru yola çıktık. Ulan "yola çıktık" ne demek? Zaten arası 100 metre bir şey... Neyse Seda'nın hostes bir arkadaşı vardı masada, yalnız bomboşumsuydu The Pub. Sardunya ne güzel doluydu be! Neyse, bassnjazz geldi yarım saat sonra. "Hasta" lafı her geçtiğinde Hale dönüp bakıyordu, meğer kız hemşireymiş. Ben de bol bol "hastasıyız" dedim, alakasız bir şekilde. Hoşlandım ama Hale'den, o da benden hoşlanmıştır kesin; bir arkadaş-dost olarak tabii. 11'de kalktı Horashem, Ras, Hale ve Nük. Emrah davarı Kuşadası'nda mahsur kalmış, gelememiş. Bassnjazz'ın müzüksyen arkadaşları geldi arada sırada. Müzükçe konuştular, bir tane klavyeci eleman geldi bir ara. Meğer adam Türkiye'nin en iyi klavyecilerindenmiş. Ben de adama "Abi Q klavye mi yoksa F mi?" diye saçma sorular falan sordum. Metal müzüğü ve hayatımızdaki yeri konusunda geyiklendik. Bir ara Seda'nın hostes arkadaşıyla 1 saat kadar sohbet ettik. Baktım kızın eli arkama doğru uzanıyor, sohbetimi de sevmiş falan... Aha dedim, bu gece skor üreteceksin chuju. Kız 7 ay Avusturalya'da kalmış, aborijin ve kangurular hakkında konuştuk. Turizmci olduğum için uçaklar ve hostesler hakkında da konuştuk. Bir uçak şirketi bunlara bir etek vermiş, mini... Eğilip kalkamıyorduk dedi. Ben de hemen erekte oldum. Şaka lan, şaka; olamadım. Bir baktım, bassnjazz'ın müzüksyen arkadaş sayısı 5-6'yı bulmuş, neredeyse barın yarısını kaplamışlar. Bu arada gecenin esprisini de bassnjazz yaptı. Diyalog aynen şöyle:
Ras: Chuju sen git porno indir.
Chuju: Hah, sen anca bana laf sok.
bassnjazz: Tesla'nın değil miydi o şarkı ya, Laf Sok.
Chuju: Nihohohoh, abi yerden kalkmama yardım edin.
Sonra Seda'nın abisi Opus'ta çalıyomuş, oraya gidiyoruz biz dediler. Biz de kaynak olduk hemen. Bassnjazz ve 3-4 müzüksyen arkadaşı da bize... Grup kötüydü, Duman, Bor Ve Ötesi falan çalıyorlardı. Bassnjazz sarhoş oldu bu arada, gidip barmenle pazarlık yapmış; sonra da 50 YTL. çıkartmış, barmen bozamamış. 1 saat bekledim hıyarı. Elinde bir bira, bir de rakıyla geldi bu. Orada anladım bu işin sonunun kötü olacağını. Seda ve hostes bizi iplemedi, bir arkadaşları vardı, uluslararası nakliye firmasında çalışan bir lavuk, onunla geyiklendiler. Sonra da grup elemanlarına yazdı hostes. Bizim bassnjazz da gitti köşedeki iki güzel, seksi bayana asıldı. Sonra barın patronu gelmiş, "Bayanlar benimle" demiş. Bu da adamın elini sıkıp döndü, surat bir karış. Baktık ki durum iyice salaklaşıyor, dedik hadi Kybele'ye gidelim. Fatih çalıyordu orada, gerçi bomboş olduğu için çalmıyorlardı. Bassnjazz tuvalete gitti, sızmış üst katta bir yerlerde. Ben de bu arada kapıda klavyeci, Fatih ve badigardın beynini zittim. Fatih'in işi bitti, yani olmayan işi; çıktık atladık Fatih'in arabaya. Yolda vokalist kız arkadaşını aldık Ekvator'dan. Sarı saçlı, mavi gözlü çok hoş bir kız arkadaşı varmış. Müzik kulağımı gösterdim ona. Kulak asmadı. Yol boyunca uyuyan bassnjazz sahil yolunda uyandı ve "Fatih dursana, ben bi kusayım" dedi. Güzelce kustu bu. Kusmuk kokusuyla dolan arabamız bir anda şenlendi. Bir baktım ki bizim evin karşısında benzinciye gelmişiz. Cumartesi günü Pornova'dan dönerken feribot iskelesinde inip Akdeniz bitki örtüsü olan makilik bir alana zıçmıştım, askeriyenin karşısında (iyi ki vurmamışlar beni), bu sefer tuttum kendimi. Atladım arabadan eve geldim. Saat 03:30 olmuş. Yattım...